Ludwig: “Türkiye ile ilişkileri belirgin şekilde düzeltmek en büyük hedefim”

10. Bölgedeki Türk esnafları ziyaret eden Viyana Belediye Başkanı Michael Ludwig, gazetemize özel açıklamalarda bulundu.

VİYANA 03.07.2022, 20:26 03.07.2022, 22:02 Kaddafi Kaya
Ludwig: “Türkiye ile ilişkileri belirgin şekilde düzeltmek en büyük hedefim”
© haberjournal/kaya

KADDAFİ KAYA | VİYANA (HJ) - Geçtiğimiz günlerde Türkiye'yi ziyaret eden Viyana Belediye Başkanı Michael Ludwig, Eyalet milletvekili Aslıhan Bozatemur ile 10. bölgede faaliyet gösteren Türk esnafları ziyaret etti. 

Ziyaretler sonrası gazetemiz haberjournal'e konuşan Ludwig, gündeme ilişkin özel açıklamalarda bulundu.

İşte sorduğumuz sorular ve Ludwig'in sorularımıza verdiği cevaplar.

HJ: Koronavirüs vakaları yükselişte. Yakın gelecekte maske zorunluluğu gibi yeni tedbirler alınması konusunda bir düşünceniz var mı?

Ludwig: Evet, pandemi henüz sona ermiş değil. Koronavirüsü henüz mağlup etmedik. Viyana’da, Avusturya’da ve genel olarak Avrupa’da yeni enfeksiyon sayılarının arttığını gözlemliyoruz. Dünyanın her tarafındaki artmış seyahat faaliyetinden dolayı sayıların daha da artmasını bekliyoruz. Enfeksiyon sayılarının hastanelerdeki doluluk oranına nasıl yansıdığını büyük bir titizlikle takip etmeye devam ediyoruz. Sağlık kuruluşlarımızın ağır hasta sayılarıyla başa çıkabiliyor olup olmaması benim için her zaman en önemli nokta olmuştur. Burada yavaş bir yükseliş görüyoruz. Ancak bütün bunlar, bizim Viyana’da daha somut bir yol izlememize ve örneğin diğer bölgelere kıyasla toplu ulaşım araçlarında maske takma zorunluluğu getirmemize neden oldu. Böylece insanlar, dar bir alanda bir arada bulunmak zorunda kaldıkları tramvay, metro ve otobüs gibi yerlerde maske takarak hem kendilerini hem de başkalarını koruyabilmeleri amaçlandı. Başka tedbirlerin gerekli olup olmadığına, sadece tıp alanında değil, güncel sayıları değerlendiren matematik, istatistik ve prognostik alanında da uzmanlardan müteşekkil uzmanlar kurulumuzla gelecek hafta yapacağımız toplantıda karar vereceğiz. Aynı zamanda, örneğin mevsim olarak bizden önde olan ülkeler ve bu ülkelerdeki rakamların nasıl geliştiği gibi uluslararası durumu da çok yakından takip ediyoruz, böylece eş zamanlı önlem alabiliyoruz. Dolayısıyla önümüzdeki hafta, uzmanlar kurulumuzla birlikte daha ileri tedbirleri değerlendirmek için önemli bir tarih olacak.

HJ: Türkiye ziyaretinizi kısaca değerlendirebilir misiniz? Ziyaretinizden ne gibi sonuçlar çıkardınız? İleriki süreçte Türkiye ilişkileri açısından ne gibi bir beklentiniz var?

Ludwig: Türkiye'ye, özellikle de İstanbul'a yaptığım ziyaretle Avusturya ve Türkiye arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi yönünde bir adım daha atmak benim için önemliydi. Bu ilişkilerin bir süreliğine kesintiye uğramış olması ve daha sonra çok soğuk olması beni hep üzmüştür. Viyana'da belediye başkanı olarak, bu aşamada bile Türk şehirleriyle ilişkilerimi her zaman sürdürmeye çalıştım. Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerle, Avusturya ile Türkiye arasında yaşanan buzul çağında bile iyi ilişkiler sürdürdük. Ayrıca, bu şehirlerle zaten var olan ve artık süresi dolmuş olan ve bizim de yeni bir soluk kazandırmak istediğimiz iş birliği anlaşmalarını yeniden hazırladım. Bu nedenle Cumhurbaşkanı Erdoğan ile çok uzun ve yoğun bir görüşme yapma ve bu ilişkileri nasıl geliştirebileceğimizi değerlendirme imkânı bulduğum için çok mutlu oldum. On yıllardır Avusturyalı bilim insanlarının eşliğinde sürdürülen Efes kazılarına yeniden devam edilebilecek olmasını çok olumlu buldum. Dolayısıyla bunu Türkiye'nin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da ilişkileri geliştirmek istediklerine dair bir işaret olarak görüyorum. Bu husus dikkate alınmalıdır. Bu nedenle Avusturya siyasetinin diğer kesimlerinin de ilişkileri geliştirmek için çaba sarf etmesini önerdim. İstanbul'a yaptığım ziyaretin ardından diğer siyasetçilerin de burada görüşmeler yapma ve atmosferi iyileştirme yolunu bulacak olmalarından büyük memnuniyet duyuyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile sonbaharda ticari heyetlerle ekonomi alanında daha güçlü bir görüş alışverişinde bulunma konusunda da mutabık kaldık. Kültür alanında olduğu kadar medya alanında da ilişkileri yoğunlaştıracak ve diyaloğu geliştireceğiz. Buradaki ilişkileri genel anlamda önemli ölçüde iyileştirmek benim en büyük hedefim. Sadece şehirler arasında değil- ki bunu her zaman korudum. İki devlet arasında da yeniden iyi ilişkiler kurulmasını temenni ediyorum.

HJ: Ukrayna’da savaş devam ediyor. Viyana’ya Ukrayna’dan öğrenci ve mülteci gelişi devam ediyor mu? Elinizde güncel rakamlar var mı? Geleceği nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ludwig: Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İstanbul görüşmeleriyle savaşan ve çatışan taraflar olan Rusya ve Ukrayna'yı bir araya getirmeyi başarmasının çok iyi bir gelişme olduğunu düşünüyorum. Bu müzakerelerin en iyi şekilde geçmesini ve başarılı olmasını diliyorum. Çünkü bu Avrupa için ve bunun da ötesinde tüm dünya için çok önemli. Bu nedenle, İstanbul görüşmelerinin olumlu bir şekilde sonuçlanmasını sağlamak üzere bu görüşmelere tam destek verilmesi büyük önem taşımaktadır. Viyana Belediyesi Ukrayna'daki insanlara iki düzlemde yardımcı olmaya çalışmıştır. İlk olarak, çatışmanın ilk gününden itibaren Ukrayna şehirlerine insani yardım gönderdik. Şimdiye kadar Viyana'dan sadece Ukrayna şehirlerine değil, aynı zamanda özellikle çok sayıda Ukraynalı mültecinin bakıma muhtaç olduğu Moldova'daki şehirlere ve Varşova'ya da 16 tır konvoyu gönderilmiştir. İkinci olarak, Viyana'da çok hızlı bir şekilde kabul merkezleri oluşturmaya ve çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan, Ukrayna'dan kaçan insanlara hizmet vermeye çalıştık. Örneğin sığınma evlerinin yanı sıra çocuklar için anaokulu ve okul imkânları da organize etmeye çalışıyoruz. Viyana'daki okullara 3.000 çocuk ve genci yerleştirerek hem Almancayı çok hızlı bir şekilde öğrenmelerini sağladık hem de derslere katılmalarına, bizimle çok hızlı bir şekilde bütünleşmelerine ve kamusal hayata katılmalarına fırsat verdik. Ancak elbette bu bizim için de büyük bir sınav. Bu nedenle Türkiye'nin Suriye'den 5 milyon mülteciyi kabul etme ve onlara destek olma politikasını her zaman takdir etmişimdir. Bildiğim kadarıyla bu büyük bir çaba sarf edilmesi anlamına geliyor. Bu nedenle Avrupa Birliği'nin Türkiye'deki mülteci durumuna uygun maddi desteğin nasıl sağlanabileceği konusunda Türkiye ile birlikte kafa yormasından yanayım.

HJ: Daha önce Viyana’da öğretmen açığı bulunduğundan, 1000 adet kadronun doldurulamadığından bahsetmiştiniz. Buna bir çözüm bulundu mu?

Ludwig: Evet, neredeyse tüm sektörlerde artan bir işgücü talebi görüyoruz. Bunun birkaç nedeni var. Bunun bir nedeni demografik gelişme olarak adlandırılan durum. Bu, 50'li yılların sonunda ve 60'lı yılların başında dünyaya gelen doğum oranlarının yüksek olduğu neslin azaldığı ve onları doğum oranları daha düşük olan kuşağın takip ettiği anlamına gelmektedir. Bu da işgücü piyasasında çeşitli sektörler için uygun olan daha az sayıda kişinin bulunduğu anlamına gelmektedir. Bu nedenle, gastronomi ve teknik mesleklerden hemşirelik ve sağlık mesleklerine ve aynı zamanda öğretmenlik sektörüne kadar her alanda çalışanlara yönelik güçlü bir talep görüyoruz. Bu nedenle, başka mesleklerden öğretmenlik mesleğine geçiş yaptıkları ya da baştan öğretmenlik mesleğini hedefledikleri için öğretmenlik mesleğine ilgi duyan kişileri cezbetmek amacıyla öğretim personeline yönelik özel tedbirlerimiz de bulunmaktadır. Bu nedenle, hep birlikte cazibeyi artırmayı ve öğretmenlik sektöründe çalışmak isteyen daha fazla insan bulmayı başaracağımıza inanıyorum. Ayrıca çift dil sektöründe de çalışabilecek özel uzmanlara ihtiyacımız var. Örneğin şimdi olduğu gibi Ukrayna-Almanca'nın yanı sıra Türkçe dilinde de ders verebilecek uzmanlara ihtiyacımız var. Birkaç gün önce "Sag's Multi" festivalindeydim, burada öğrenciler iki dilde sunum yapıyorlar- Almanca ve başka bir dilde ve bunu akıcı bir şekilde yapıyorlar. Bu insanların genç yaşta, yani 13, 14, 15 yaşlarında bile Almanca'ya ve aynı zamanda başka bir dile mükemmel bir şekilde hâkim olma konusunda ne kadar harika olduklarını görmek benim için harika bir deneyim oldu. Tabii ki bu aynı zamanda bizim için, iki dili bu kadar iyi konuşan insanların bulunduğu şehrimizin, bu ülkelerle ekonomik ilişkiler kurabilmesi açısından büyük bir umut. Bu nedenle, bu alanın eğitim sisteminde güçlü bir şekilde konumlandırılmasına büyük önem vereceğiz.

Yorumlar (0)