Analiz | Ukrayna - Rusya savaşının kazananları
Anlaşılan Ukrayna'daki savaşı fırsata çevirenler için bombalanan şehirler, öldürülen insanlar çok bir anlam ifade etmiyor...

KADDAFİ KAYA | Rusya-Ukrayna savaşı salgın gibi son iki yılda dünyayı etkisi altına alan ciddi sorunların ikinci plana atılmasına neden olurken aynı zamanda Avrupa'da siyasi açıdan büyük sıkıntılar yaşayan kimi siyasilerin de bir nevi imdadına yetişti.
Rusya'nın 24 Şubat'ta Ukrayna'ya müdahalesi dünyanın şaşkınlıkla izlediği bir gelişme olarak tarihe geçti. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa'da özellikle "Hristiyan ülkeler arasında" bir savaş olasılığına ihtimal vermeyenler çok açık bir şekilde yanılırken, bu kanlı çatışmanın kaçınılmaz olduğunu gören ya da tahmin edenler ise çoktan pozisyonlarını almıştı.
Rusya'nın müdahale kararından bir ay önce ABD'nin bu ülkeden bütün diplomatlarını çekme kararı, geri dönülmez bir yola girildiğinin en bariz sinyaliydi.
Savaşın neden başladığı, tarafların söylem ve eylemleri, savaşı başlatan Rusya'nın nedenli suçluluğu gibi birkaç hafta sürmesi öngörülen ancak halihazırda 100’ü aşkın günü geride bırakan savaşa ilişkin dünya kamuoyunun her yönüyle tartıştığı bu hususların dışında Haberjournal okuyucularının dikkatine bir başka hususu getirmek istiyoruz.
Esasında bu yazıda ele alacağımız konu birçok gazeteci, analist ya da uzmanın düşündüğü, kimi zaman üstü kapalı değindiği ama Rusya'ya karşı ortak bir duruş sergileyen Batılı ülkeleri arasında sorun çıkarmamak ve Moskova'nın elini güçlendirmemek için şimdilik bilinçli bir şekilde göz ardı edilen önemli bir konu olduğu düşüncesindeyiz.
-ABD ve İngiltere'nin agresif tutumu
Rusya ve Ukrayna arasında savaş ihtimalinin belirginleşmesiyle birlikte özellikle iki ülke ve bu ülkelerin devlet başkanlarının söylem ve yaklaşımları dikkat çekici bir şekilde diğer batılı ülkelerden ayrışarak öne çıktı.
Trump'a karşı seçimi küçük bir farkla kazan ABD Başkanı Joe Biden, bu savaş ihtimalini bir yandan Putin'e had bildirmek, diğer yandan ise Trump'dan daha etkili bir ABD Başkanı olduğunu ispat etmek için bulunmaz bir fırsat olarak gördü.
Biden yönetimi, gelmekte olan savaşı durdurma yönünde gözle görülür, dünya kamuoyunu ikna edici bir adım atmazken, Ukrayna'ya silah ve finansal destek hususunda tabiri caizse açık çek verdi.
Bir diğer ülke ise kısa süre önce Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılan İngiltere oldu. İngiltere'nin devlet aklı bu gerginliği, kendisinin AB'den bağımsız bir dış politikaya sahip olduğu ve eski ortaklarından daha kararlı bir yaklaşım içinde hareket ettiklerini göstermek için değerlendirilmesi gereken bir olanak olarak görüldü.
- Gece hayatından vazgeçemeyen Johnson'a savaş nefes aldırdı
Salgın sürecinde yasaklı olmasına rağmen başbakanlık binasında parti düzenlediği ortaya çıkan Boris Johnson için ise bu skandalı örtbas etme ya da kısmen hafifleterek, siyasi kariyerini bir müddet daha sürdürebilmek için biçilmiş bir kaftan oldu.
Avrupalı ülkelerin siyasetçileri savaş ve özellikle Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e karşı daha dengeli ifadeler kullanırken, Biden ve Johnson freni kopmuş bir kamyonun Pazar yerine dalmasını andırırcasına Rus muhataplarına yüklenmekten geri durmadı.
Avrupa'da, savaşı siyasi kariyeri için kullanışlı malzemeye dönüştürenlerin sayısı elbette ki bu iki isimle sınırlı değildi.
- Orban, savaşla 6 muhalif partiyi hezimete uğrattı
Savaşın başlamasından kısa bir süre sonra seçimlerin yapıldığı Macaristan'da uzun yıllar iktidarda olan ve başta AB yönetimi olmak üzere muhalefetin hedefindeki isim Viktor Orban, 6 partiden oluşan muhalefeti "savaş sayesinde" hezimete uğratarak, yüzde 60'ın üzerinde bir oy oranıyla koltuğunu belki de ilelebet sağlama almış oldu.
Rusya'ya yakınlığı ile bilinen Orban, savaş öncesinde Putin'le görüşen sayılı Avrupalı siyasetçilerden olurken, Ukrayna'da çatışmaların başlamasıyla tarafsız bir tutum sergilediği ve ülkeyi savaşın kaosundan uzak tuttuğu propagandasını yaymakla kalmadı, muhalefeti de ülkeyi savaşa sürüklemekle suçladı. Orban'ın bu taktiği her alanda istikrar isteyen Macar seçmeni yönlendirmek için ziyadesiyle yeterli oldu.
- Fransa'da gözden çıkarılan Macron'a gün doğdu
Bu süreçte seçime giren tek ülke Macaristan değildi genç yaşta Fransa'nın başına büyük umutlarla geçen ve yine büyük bir hayal kırıklığından öteye geçemeyen Emmanuel Macron'da krizi fırsata çevirenlerden oldu.
Özgürlük, eşitlik, kardeşlik (Liberté, égalité, fraternité) sloganlarının şiar edinildiği Fransa'nın çoktan geride kaldığı, sol ve liberal fraksiyonların tükendiği, merkez sağ söyleminin siyasetten silindiği, sağın, aşırı sağ, daha da aşırı sağ ve en aşırı sağ şeklinde şekillendiği bir süreçte Macron için savaş bir dönem daha Élysée Sarayı'nda kalmak için göz ardı edilemeyecek bir fırsat oldu.
Dünyanın en uzun masasında Putin'le görüşmesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan rol çalma çabaları ve son olarak Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski gibi giyinerek, görülmemiş bir eziklik içerisinde savaşın bütün nimetlerinden faydalanmak suretiyle seçimlerin ikinci turunda koltuğu garantilemeyi başardı.
- Nehammer ailesine savaşın kıyağı
Ortada bir pasta varsa ondan faydalanmak herkes için sanırım kaçınılmaz oluyor. Savaş davullarının çalındığı süreçte iç politikanın kaosuyla meşgul Avusturyalı siyasetçiler geçte olsa oyuna dahil olmaktan geri durmadı.
Ukrayna'nın Buça kentinde sivillere yönelik katliam yapıldığına ilişkin görüntüler dünyayı sarsarken, Avusturya'da ise bir başka skandal ülke basınında boy gösteriyordu.
Başbakan Karl Nehammer'in ailesinin güvenliğinden sorumlu polislerin görev alanlarının dışında alkollü bir şekilde bir trafik kazasına karıştığı ortaya çıktı.
Muhalefet bu durumu görevli polislerin karıştığı bir skandal olarak görmekle yetinmedi, özellikle Nehammer'ın eşinin söz konusu emniyet güçlerini kişisel ihtiyaçlarını karşılamak için de kullandığı iddiasında bulundu.
Muhalefetin iddiasına göre alkollü polisler Nehammer'in eşi ya da ailesinin kuru temizlemecideki kıyafetlerini almak için görev yerlerinden uzaklaşmış ve bu beklenmedik kazayla görevi başbakanın ailesini korumak olan güvenlik personelinin keyfi işler için kullanıldığı ortaya çıkmıştı.
Bu iddialara önce sessiz kalan daha sonra bel altı olarak nitelendiren Nehammer'in bu süreçte ilk işi Kiev'e ziyaret oldu. Nehammer bu ziyaretin hemen ardından beklenmedik bir şekilde Putin'le görüştü.
Bu süreçte muhalefet söz konusu iddiaları dillendirse de kamuoyunun dikkati söz konusu iki ziyarete odaklandı ve iddialar en azından şimdilik sümen altı edildi.
Görüldüğü üzere savaş herkes için kötü anlamlar taşımıyor. Savaşın kaybedenler arasında başta ülkelerini terk etmek zorunda kalan 7 milyon Ukraynalı olmak üzere, dünyanın bir nevi yağ ve hububat ambarı olarak kabul edilen Ukrayna'dan bu ürünlerin küresel pazara taşınamaması nedeniyle Afrika'dan Hindistan'a rızkı azalan, açlık tehlikesiyle karşı karşı kalan fakir fukara ve yüksel enflasyon nedeniyle alım gücü her geçen gün azalan dünya halkları oldu.
- Savaşın ortasında Avrupalı siyasetçiler tarafından yol geçen hanına çevrilen başkent Kiev!
Bu savaşa ilişkin dikkatinize getirmek istediğimiz bir başka husus ise nedense hiç kimsenin garipsemediği ancak bizim şaşkınlıkla takip ettiğimiz bir durum.
İnsanların ülkeyi terk etmek için bir birini ezdiği, yangın yerine dönen Ukrayna'nın başkentine neredeyse Avrupa'daki bütün siyasilerin ziyarette bulunması sanırım bir bizim tuhafımıza gidiyor. Herhalde bu yönüyle Ukrayna'daki savaş dünya tarihine bir ilk olarak geçecek.
Bunca çatışma ve bombalara rağmen sayısız siyasi ismin Kiev'i yol geçen hanına çevirmesi, kimse tarafından ilginç karşılanmıyor.