Avusturya siyasetinde yükselen aşırı sağ, beceriksiz muhalefet ve en sağa yaslanan iktidar filmi yeniden vizyonda

Avusturya'da Heinz Christian Strache ve Sebastian Kurz depremlerini atlatmışa benzeyen ülke siyaseti yeniden "eski normale" dönmeye başladı.

ANALİZ HABER 13.03.2023, 20:45 13.03.2023, 23:14 Kaddafi Kaya
Avusturya siyasetinde yükselen aşırı sağ, beceriksiz muhalefet ve en sağa yaslanan iktidar filmi yeniden vizyonda
© haberjournal

ANALİZ | Kaddafi Kaya - Herbert Kickl ile oylarını artırmaya başlayan aşırı sağcı FPÖ, kamuoyu yoklamalarına göre yeniden yüzde 30-31 bandına ulaşırken en yakın rakibi SPÖ ile arasında en az 5-6 puan farkı bulunuyor.

14 yıl boyunca partiyi çiftliği gibi kullanan Strache'nin yaptıkları salgın sürecinde unutulurken, Rusya-Ukrayna savaşının yol açtığı ekonomik krizi de fırsata çeviren Kickl, özgüven patlaması yaşıyor.

- "Masum çocuk Kickl"

Bugünlerde sıklıkla eski patronu Jörg Haider'den alıntılar yapan Kickl, sanki 2000'de yaşanan hezimet sonrasında Strache ile birlikte Haider'i gömmemişler gibi ya da 14 yıl boyunca Strache FPÖ içinde at koştururken bu da genel sekreter değil de Imbiss işletiyormuş gibi davranarak olup bitenden bihaber, bütün suçu diş teknisyenine atmanın verdiği rahatlıkla aslında ülkeyi kurtaracak siyasi kadroların kendileri olduğu yalanını pazarlamayı sürdürüyor.

Birçok açıdan ortamın müsait olması, 2-3 yıl öncesinin çok çabuk unutulması, satılan kötü ürünün alıcı bulması Kickl'ı o kadar keyiflendirmiş ki, ülkenin Cumhurbaşkanına "mumya, bunak" gibi ağır hakaretlerde bulunmaktan imtina etme gereksinimi dahi duymuyor.

Ülkede son iki ayda iki eyalette yapılan seçimlerde hem iktidar ÖVP hem de güya iktidarın alternatifi SPÖ'nün benzer oranlarda oy kaybetmesi, buna karşı FPÖ'nün yerel seçimlerde oylarını artırması, her ne kadar erken olsa da 2024 seçimlerine ilişkin ipuçları veriyor.

Aşırı sağcı kanat bir yandan bildik ırkçı söylemini sürdürürken, buna salgına karşı alınan önlemlere yönelik tepkiler, pandemi sürecinde yaşanan bazı yolsuzlukların ayyuka çıkması, uygulanan tedavilere ilişkin spekülasyonların yaygınlaşması ve son olarak Ukrayna'daki savaşın Avrupa'ya yansımaları sayesinde rüzgarı olabildiğince arkasına almaya çalışıyor.

Kickl, bu rüzgarın etkisiyle freni boşalmış bir kamyon gibi bodoslama giderken, "Batı cephesinde" ise bir değişim gözlemlenemiyor.

- "Merkez sağ umutsuz vaka"

ÖVP'yi ülkenin temel unsurlarını kendi şahsi çıkarları için yerinden oynatmayı göze alan Kurz sonrasında birden yüzde 12'nin üzerinde oy kaybı yaşayan iktidarın büyük ortağı, Rusya savaşı, enerji krizi, durdurulamayan enflasyon gibi artık insanların nefes almakta zorlandığı bir ortamda Kickl karşısında pozisyonunu korumak, aşırı sağa kayan seçmene "Hallo! biz onlardan daha iyi sağız" mesajı vermek adına bir kez daha "düzensiz göçmen kartını" en güçlü şekilde sahaya sürüyor.

Bunun için Avrupa Birliği (AB) içinde özel liderler zirvesi yapılasını sağlayan, Bulgaristan ve Romanya'nın Şengen Bölgesine girişini engelleyen iktidarın büyük ortağı ÖVP, bir yandan da olanca "sevimliliği" ile Hindistan, Sırbistan, Fas gibi ülkelerle özel mutabakatlar imzalayarak, "düzensiz göçle en iyi mücadeleyi ben veririm ey aşırı ağcı seçmen" naraları atıyor.

Ancak işin ilginç yanı 2023'le birlikte düzensiz göçmen sayılarındaki düşüş nedeniyle, Slovakya, Macaristan ve Çekya sınırlarındaki kontroller kaldırılmış olması ÖVP'nin kendisiyle çeliştiğini gösteriyor.

- Devekuşları misali

Aşırı sağcı söylemle elde edilen başarının kalıcı olduğunu zannedenler, aynı numarayı bir kez daha yutturabilecekleri zannına kendilerini inandırsalar da dün mali polislerle sıkıştırdıkları döner büfeleri önünde poz vererek kararan hayatları unutturacaklarını düşünenler, gelmekte olanı görmek istemeyen devekuşları olabilirler ancak bu acı gerçeği değiştirmeyecek.

- Allah'tan memlekette gelişmiş demokrasi var!

Bu arada Kurz sonrası ÖVP'den eski Başbakan'a yönelik doğrudan hedef alan bir açıklama duymadık, kimse eski patronlarını topa tutmadı, mesela biri çıkıp "şu bildiklerimi bir anlatsam var ya yer yerinden oynar" demedi, ya da bir başkası çıkıp "ülkeye Kurz'un bir katkısı olmadı en iyi zamanlar benim bakan olduğum zamanlardı" havasını atmadı. Allah'tan memlekette gelişmiş demokrasi var da böyle mevzulara ihtiyaç duyulmuyor. Maazallah ya "tek adam rejimi" olsaydı nice olurdu halimiz.

Ülkede son 5 yılda yaşanmamış skandal kalmadı, en çok oy alanın yolsuzluk nedeniyle siyaseti bırakmak zorunda kaldığı bir dönemde, büyük bir beceri ortaya koyarak gram ilerleme gösteremeyen bir ana muhalefet partisi her türlü takdiri hak ediyor.

- "Doskozil-Rendi-Wagner temcit pilavı"

Lider sorununu Kickl ile çözen aşırı sağ, istikrarlı yükselişini sürdürürken, temcit pilavı gibi ha bire ısıtılan Doskozil-Rendi-Wagner gerginliği, salgının çoktan unutulduğu bir dünyada Ludwig'in ısrarla önlemleri sürdürme çabası, partinin evrensel değerler karşısında kararsız, ikircikli tutumu, sanki iktidar olmak istemiyormuşçasına yerinde sayan siyasi söylemle 3'üncü parti olmayı başarıyor olmaları bile büyük bir başarı olarak okunabilir.

- Yeşiller'e başka gezegen yok

Muhalefetteki iddialarını çoktan unutmuş Yeşiller Partisi'nin durumu ise içler acısı. Geçen Viyana'da çevreci göstericiler tarafından düzenlenen gösteride, Yeşiller, göstericilerin yürüyüşü sırasında partinin merkez binasının dış cephesine "başka bir gezegen yok" yazılı pankart açtı.

Sanki bunlar iktidar değil de muhalefetmiş gibi pankart açıyorlar, iyi de sormazlar mı adama kime açıyorsun bu pankartı? Kendi kendine mi tepki gösteriyorsun, ya da senden ümidini kaybetmiş tabanına biz daha ölmedik buradayız mı demeye çalışıyorsun?

- Potansiyelini ortaya koyamayan NEOS

Bütün iyi niyetiyle, içinde bulunan genç siyasetçilerin insani yaklaşımlarına rağmen NEOS başındaki merkez sağdan gelme genel başkan nedeniyle bir türlü kalıplarını kırarak, gerçek potansiyelini ortaya koyamıyor.

NEOS, sosyal demokrat tapan ve merkez sağı bir araya getirebilecek söylem ve kadroya sahip olmasına rağmen istenen atılımı bir türlü gerçekleştiremiyor. Bu da partiyi bir alternatiften ziyade ya muhalefet ya da iktidarların küçük ortağı pozisyonundan öteye taşıyamıyor.

- Varsayımlar

Bugünün Avusturya'sında bazen acaba Kern SPÖ'nün başında, Matthias Strolz da NEOS'un Genel Başkanı olsaydı, nasıl bir durumla karşı karşıya olurduk diye düşünmeden edemiyor insan.

O zaman da aşırı sağ bu kadar pervasız olabilir miydi? ya da bu iki siyasetçinin öncülüğündeki iki partinin oluşturacağı koalisyon, ülkeyi nereye taşırdı şeklindeki soru işaretleri uçuşuyor boşlukta.

Avusturya kendini tekrar ederken dünyada da durum aslında çok farklı seyretmiyor. Garip bir dönemden geçiliyor. Bu da olmaz dediğimiz ne varsa sırasıyla yaşıyoruz. Bazen olumlu ya da olumsuz esen rüzgar karşısında ne yapılsa nafileymiş gibi bir his oluşturuyor insanda.

Yaşanması gerekenler yaşanmadan ilerlemiyor zaman ve öğrenmek istemiyor insanlar acıyı bir kez daha tatmadan!

Yorumlar (0)