Analiz: Kurz’un gemisine binen Yeşiller, Mavileşiyor!
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadele kapsamında alınan tedbirlerin gevşetilmeye başlandığı Avusturya’da iktidardaki merkez sağ Avusturya Halk Partisi (ÖVP) – Yeşiller koalisyonu ilk kurbanını verdi.

KADDAFİ KAYA (HJ) - Ne hazindir ki ömrünü Yeşiller hareketine vakfetmiş Ulrike Lunacek, yaklaşık 130 günlük Kültür Sekreterliği görevinden henüz elle tutulur bir varlık gösteremeden istifa etmek durumunda kaldı. Çünkü tanrılar kurban istiyordu ve en elverişli kurban tabi ki Yeşillerden verilmeliydi.
Lunacek’i istifaya sürükleyen süreç elbette ki tartışılabilir ancak sosyal medyada bu tecrübeli kadının istifasına ilişkin yapılan bir yorum aslında gerçeği çok daha net bir şekilde anlatıyordu.
Avusturyalı bir gazeteci Twitter hesabından istifaya ilişkin “hakikat şu ki Ulrike Bakanlar Kurulunda yalnız bırakıldı” yorumunu yaptı.
80’li yılların başından itibaren bu hareketin içinde yer alan ve henüz saçı sakalı ağarmamış Alexander Van der Bellen’le çekilmiş fotoğrafları sosyal medyada dolaşan bu kadın, Kurz’a verilen ilk taviz oldu.
İstifanın ardından Başbakan Yardımcısı ve Yeşillerin Lideri Werner Kogler’in Kütür’de yeni başlangıç açıklaması ise yaşananlara tüy dikmiş oldu.
Ülkede 17 ay süren Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) ve Kurz koalisyonuna karşı her gösteride ön safta yer alan Yeşillerin, hükümet programına giren yabancı ve göçmen karşıtı maddelere ses çıkartmamasının oluşturduğu hayal kırklığı henüz hatıralardayken, daha omurgalı bir tutum yerine iktidarda kalma hevesiyle Kurz’a taviz vermesi, herhangi bir boya kullanmadan da Yeşilin Maviye dönüşebileceğini göstermiş oldu.
Partinin şahin isimlerinden genç siyasetçi Sigrid Maurer, Kurz ve bileşenlerine yönelik kullandığı sözler nedeniyle mahkemelik olduğu günleri çabuk unutmuşa benziyor. Aşırı sağcı hükümete karşı en sert eleştirileri dile getiren Maurer, mevcut hükümetin icraatlarını savunma yarışında en önde saf tutması, aslında birçok şeyin daha iyi anlaşılmasını sağlıyor.
Kurz’a karşı mukavemet gösteremeyen bir hareketin eninde sonunda Kurz’laşacağı bir ülkede, Yeşillerin akıbetinin de Mavilere benzeyeceği kaçınılmazmış gibi görünüyor.
Her türlü pazarlama stratejisini en ince ayrıntısına kadar hesaplayan, rakiplerinin zayıf noktalarını her türlü gayri ahlaki yola başvurarak tespit eden (Kurz’un dışişleri bakanlığı döneminde, devletin imkanlarını kullanarak, Strache, Kern ve Matthias Strol hakkında yaptığı çalışma Falter tarafından gün yüzüne çıkarılmıştı.) ve tamamen kazanmaya odaklanmış ilkesiz bir grubun gölgesinde hareket eden Kurz ve birkaç silik isimin oluşturduğu
Yeni ÖVP’ye karşı, verilecek her bir taviz yenilerini doğuracak, ta ki Kurz’un istediği noktaya ulaşılana kadar.
Bünyesinde bulunan birkaç siyasetçiyi saymazsak yaşananlara rağmen iktidarda olmaktan memnun görünen Yeşillerin son durumuna en uygun söz sanırım Karl Marks’a atfedilen, “devrime başlarken göndere çekilen bayrak, iktidar olunca tamamen değişir!” vecizesi.