Analiz | Avusturya'da pandemiyle mücadele siyasallaştırılıyor mu?

Avusturya'nın farklı bir şekilde diğer AB ülkelerinin tam zıt yönde kararlar alması "pandemiyle mücadele siyasallaştırılıyor mu?" sorularını akıllara getiriyor.

ANALİZ HABER 06.02.2022, 18:28 06.02.2022, 21:11 Kaddafi Kaya
Analiz | Avusturya'da pandemiyle mücadele siyasallaştırılıyor mu?
© BKA/Dragan Tatic

(Analiz | Kaddafi Kaya) - Dünyayı etkisi altına alan Kovid-19'un Omicron varyantı nedeniyle Avrupa'da virüsün bulaşmadığı neredeyse kimse kalmadı. Günlük vaka sayılarında rekor seviyelere yükselen İngiltere, Danimarka gibi ülkeler, bu türün sağlık sistemine ciddi bir yük oluşturmaması ve hastalığın seyrinin önceki varyantlara kıyasla daha hafif seyretmesi nedeniyle bütün tedbirleri kaldırırken Avusturya'nın ısrarla aşıyı zorunlu kılması ülkede ciddi tartışmalara yol açmakla birlikte akıllara farklı soruları getiriyor.

Aynı kıtada yer alan ülkelerden, Avusturya'nın farklı bir şekilde diğer AB ülkelerinin tam zıt yönde kararlar alması "pandemiyle mücadele siyasallaştırılıyor mu?" sorularını akıllara getirdi.

- Kurz'un kirlettiği siyaset

Salgının etkili olduğu son iki yıllık süreçte Avusturya belki de yakın tarihinin en çalkantılı yıllarını yaşadı. Siyasi açıdan ciddi skandalların yaşandığı ülkede Sebastian Kurz ve ekibinin kişisel kariyerleri için kirlettikleri siyasete diğer partilerin de bir şekilde dahil olması, ülkeyi demokrasi, özgürlük ve temel değerler açısından istenmeyen bir yöne savurdu.

Salgınla mücadelede özellikle Kurz ve ekibinin verdiği sözleri tutamaması ve aldıkları kararların aksi yönde yeni kararlar alması Kovid-19 önlemlerini siyasi emellerine alet eden aşırı sağcı FPÖ ve taraftarlarına daha fazla hareket alanı sunarken, aşıdan korkan ya da şüpheyle yaklaşan sıradan vatandaşların da bu yöne ilgi göstermesine sebep oldu.

Özellikle iki yıl süresince aşının zorunlu olmayacağını açıklayan Turkuaz-Yeşil koalisyon hükümetinin eski İçişleri Bakanı ve yeni Başbakan Karl Nehammer'le bu husustaki tutumunu tamamen değiştirmesi, aşı yaptırmış kişileri dahi bu karara karşı tepki göstermeye sevk etti.

- Her olaya bir yasa mantığı

Ülkede Kurz ve ekibiyle başlayan her şeyi bir yasayla yasaklı ya da serbest bırakma anlayışı, salgınla mücadele de kendisini gösterdi. Cumartesi yürürlüğe giren yasayla aşı yaptırmak artık resmen zorunlu kılındı.

Nehammer, içişleri bakanıyken de başbakanlık görevini yürütürken de aynı yaklaşımla olaylara eğiliyor. Hayattaki her şeyi "güvenlik sorunu olarak" tanımlayan Nehammer, salgınla mücadele için oluşturduğu ve GECKO adı verilen, açılımı kabaca ülke geneli için kriz yönetim merkezi olan oluşumun bünyesinde asker üniformalı kişilere yer veriliyor. Bu kişiler hastalığa ilişkin açıklamalarda bulunuyor.

- Sağlıktan anlayan askerler

Diktatörlükle yönetilen ülkeler de dahi asker üniformalı kişiler ekran karşısına geçip sağlıkla alakalı bir husus hakkında değerlendirmede bulunmuyor. Yalnız bu tutum bile Nehammer ve beraberindekilerin Avusturya'nın uzun yıllara dayanan diyalog, uzlaşı, ikna gibi tamamen sivil ve insani yöntemlerinden uzaklaştığı, kaba kuvvete dayalı bir anlayışa yöneldiğinin açık göstergesi.

Bu bağlamda aşı zorunluluğu da kendi başına bu kaba kuvvete dayanan anlayışın bir yansıması olarak ortaya çıkıyor.

Yasa, 18 yaş altı, hamile, tıbben aşı yaptırmasında sakınca bulunan ve hastalığı geçirmiş kişileri kapsamıyor.

Bireylerin kendi tercihlerine saygı duyulmadığı, ülkenin en köklü yaklaşımlarından Zivilgeselschaft (Sivil Toplum) anlayışının hiçe sayıldığı bu kararın kime nasıl uygulanacağı da ayrı bir tartışma konusu olarak öne çıkıyor.

- 16 Mart sonrası işler ciddileşecek

Kademeli olarak yürürlüğe girecek yasa kapsamında kontroller 16 Mart'tan itibaren başlayacak. Öncelikli olarak rastgele fiziki kontroller yapılacak daha sonra ise dijital altyapının hazırlanmasıyla çevirim içi kontrollere geçilecek.

Düzenlemeye göre, polis aşı yaptırmamış ya da geçerli aşı belgesi bulunmayan kişilere doğrudan ceza kesemeyecek. 600 ile 3 bin 600 avro para cezasının öngörüldüğü düzenlemeye ilişin para cezaları mahkemelerce belirlenecek.

Salgın nedeniyle hali hazırda ağır işleyen mahkemelerin böylelikle sırtına bir yük daha yüklenmiş olacak.

Yasa metninde uzun ya da kısa yargılama sürecine göre cezaların belirleneceğine işaret edilirken, yasaya uymayan kişilerin yapacağı itirazlarla sürecin nasıl ilerleyeceği kestirilemiyor.

- Halkın yüzde 80'i tam aşılı

Öte yandan söz konusu zorunlulukla iktidar toplumun genelinde en az iki doz aşı yaptırmış kişilerin seviyesinin yüzde 90'na çıkartılmasını hedefliyor. Hali hazırda halkın yüzde 80'ni iki doz aşı yaptırmış durumda. Omicron'la hastalığı geçirmiş kişileri de bu yüzde 80'lik orana dahil edince arzu edilen yüzde 90'lık seviyeye ulaşıldığı savunulabilir.

Böyle bir durumda iktidarın bu yasayı neden çıkardığı toplumun geniş kesimleri tarafından tam olarak anlaşılmış değil.

Burada yapılan eleştiriler, alınan kararların çelişkili yanlarını gösterme çabası ya da siyasilerin tutarsız yaklaşımlarına yönelik tenkitlerin hiçbirisi Kovid-19 aşısına yönelik değildir.

Ülkede vatandaşların büyük çoğunluğu Sağlık Bakanlığının da paylaştığı verilerde görüleceği üzere en az iki doz aşısını olmuş, yine büyük bir çoğunluğu ise hatırlatma olarak da adlandırılan üçüncü doz aşılarını yaptırmış olmalarına rağmen "aşının zorunlu kılınmasına" tepki gösteriyor.

Bunu özgürlüklerine, kendi irade ve seçme haklarına müdahale olarak yorumluyor. Biz de vatandaşların tepkilerine aracı olmaya çalışıyoruz.

Her şeyin popülizm batağına itildiği, çok küçük konulardan siyasi rant elde edilmeye çalışıldığı, sıradan vatandaşından siyasetçisine her bir bireyin beğeni ya da oy devşirme kaygısıyla olmadık yollara başvurduğu bu zamanda, en azından sağlığın bu fosseptik çukuruna düşmemesini istiyoruz.

Yorumlar (1)
Chepni 2 yıl önce
Hicbirsey olmayacak. Asi zorunlulugu kalkacak ve secimler bu yaz yeniden yapilacak. Simdi hepsini korku sardi.